-
1 тягостный
zahmetli,külfetli; iç karartıcı,sıkıntılı* * *тя́гостная обя́занность — zahmetli bir ödev
2) sıkıntılı; iç karartıcı ( удручающий)тя́гостное чу́вство — sıkıntılı bir duygu
-
2 тяжёлый
ağır; çetin,güç,zor; külfetli,zahmetli; sıkıntılı,iç karartıcı* * *1) ağırтяжёлый ка́мень — ağır taş
тяжёлые ка́пли — büyük / iri damlalar
тяжёлая пи́ща — hazmı güç yemekler
2) ağır, çetin, güç, zorтяжёлая рабо́та — ağır / güç iş, yıpratıcı iş
тяжёлая доро́га — çetin yol
текст, тяжёлый для понима́ния — anlaşılması güç metin
тяжёлое дыха́ние — zor nefes alma
тяжёлые бои́ — çetin muharebeler
3) güç, zor; zahmetli, külfetliмы пережи́ли тяжёлые дни — güç günler yaşadık
пое́здка была́ дово́льно тяжёлой — gezi epey zahmetli oldu
тяжёлые усло́вия — güç / ağır koşullar
э́та обя́занность не о́чень тяжёлая — bu ödev pek külfetli değildir
бре́мя тяжёлых нало́гов — ağır vergi yükü
у неё бы́ли о́чень тяжёлые ро́ды — çok zor bir doğum yaptı
4) ağırтяжёлое преступле́ние — ağır suç
тяжёлое наказа́ние — ağır ceza
тяжёлое оскорбле́ние — ağır hakaret
нести́ тяжёлые поте́ри — ağır kayıplar vermek
нанести́ тяжёлый уда́р — ağır / şiddetli bir darbe indirmek
тяжёлая ра́на — ağır yara
тяжёлый больно́й — ağır hasta
больно́й в тяжёлом состоя́нии — hastanın durumu ağırdır
тяжёлая утра́та — acı bir kayıp
5) sıkıntılı; iç karartıcı; acı; karaтяжёлое чу́вство — sıkıntılı bir duygu
тяжёлое изве́стие, тяжёлая весть — acıklı / kara haber
6) (о запахе, воздухе) ağır7) ağırтяжёлая артилле́рия — ağır topçu
тяжёлый бомбардиро́вщик — ağır bomba uçağı
••тяжёлая вода́ — ağır su
тяжёлая промы́шленность — ağır sanayi / endüstri
тяжёлый вес — спорт. ağır (sıklet)
он тяжёл на́ руку, у него́ тяжёлая рука́ — eli ağırdır
-
3 затруднительный
zor,güç,zahmetli* * *zor; güç; zahmetliпопа́сть в затрудни́тельное положе́ние — zor bir duruma düşmek
дово́льно затрудни́тельное де́ло — epey zahmetli / külfetli bir iş
-
4 onerous
adj. ağır, zahmetli, külfetli* * *ağır* * *['ounərəs](hard to bear or do: an onerous task.) güç, külfetli -
5 mühevoll
mühevoll adj zahmetli, külfetli -
6 обременительный
külfetli; zahmetli -
7 ناصب
külfetli; meşakkatli; mihnetli; zahmetli -
8 umständlich
2) ( verwickelt) dolaşık, çapraşıkdas ist mir zu \umständlich bu benim için fazla zahmetli4) ( förmlich) resmî, merasimli5) ( übergenau) aşırı ölçüde titiz -
9 inconvenient
adj. rahatsız edici, külfetli, zahmetli, zor, elverişsiz, vakitsiz, uygunsuz, sakıncalı* * *1. rahatsız edici 2. uygunsuz* * *[inkən'vi:njənt] 1. adjective(causing trouble or difficulty; awkward: He has come at a very inconvenient time.) uygunsuz2. verb(to cause trouble or difficulty to: I hope I haven't inconvenienced you.) zahmet vermek -
10 troublesome
adj. zahmetli, belâlı, külfetli, bıktırıcı, baş belâsı, sıkıntılı* * *sıkıntılı* * *adjective (causing worry or difficulty: troublesome children/tasks.) baş belâsı, musibet -
11 شاق
güç; kompleks; külfetli; mihnetli; müşkül; yavuz; yorucu; zahmetli; zor -
12 صعب
ağdalı; ağırlaşmak; çapraşmak; çetin; çetrefil; girift; girişik; güçleşmek; güçleştirmek; güç; karışık; komplike; külfetli; mihnetli; müşkül; zahmetli; zor; zorlaşmak; zorlu -
13 عسر
açlık; ağdalı; çapanoğlu; çapraşık; çetin; çetinleşmek; güçleşmek; güçleştirmek; güç; karışık; külfetli; külfet; meşakkatli; muğlak; müphem; müşkül; sefalet; yokluk; yoksulluk; zahmetli; zor; zorlu -
14 متعب
argın; bitap; bitik; bitkin; karışık; kompleks; külfetli; mihnetli; müşkül; yorgun; yorucu; zahmetli; zor -
15 متعذر
gayrikabil; girişik; gizli; güç; kompleks; külfetli; meşakkatli; mihnetli; muğlak; müphem; müşkül; olanaksız; zahmetli; zor -
16 متعسر
ağdalı; çapraşık; çetin; çetrefil; girift; girişik; gizli; güç; karışık; kompleks; külfetli; meşakkatli; mihnetli; muğlak; müphem; müşkül; zahmetli; zor -
17 beschwerlich
jdm \beschwerlich fallen birine külfet olmak -
18 شاق
شاقّ1. külfetliAnlamı: zor, sıkıcı2. mihnetliAnlamı: zor, üzücü3. kompleksAnlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan4. güçAnlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül5. müşkülAnlamı: güç, zor, çetin6. yorucuAnlamı: yorgunluğa yol açan7. zahmetliAnlamı: zahmetlerle yapılan, yorucu, sıkıntılı8. yavuzAnlamı: güçlü, çetin9. zorAnlamı: sıkıntı ve güçlükle yapılan -
19 صعب
Iصَعُبَ1. ağırlaşmakAnlamı: güçleşmek, zorlaşmak2. güçleşmekAnlamı: güç duruma gelmek, zorlaşmak3. çapraşmakAnlamı: karışık duruma gelmek4. zorlaşmakAnlamı: zor duruma gelmek, güçleşmekIIصَعْب1. komplikeAnlamı: öğelerinin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan şey2. girişikAnlamı: birbirinin içine girmiş, karışmış olan3. külfetliAnlamı: zor, sıkıcı4. mihnetliAnlamı: zor, üzücü5. giriftAnlamı: birbirinin içine girip karışmış, çapraşık6. güçAnlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül7. müşkülAnlamı: güç, zor, çetin8. çetrefil9. zorluAnlamı: güçlü, kuvvetli, şiddetli olan10. çetinAnlamı: çözümlenmesi güç veya zor olan11. zahmetliAnlamı: zahmetlerle yapılan, yorucu, sıkıntılı12. ağdalı13. karışıkAnlamı: anlaşılması güç olan14. zorAnlamı: sıkıntı ve güçlükle yapılanصَعَّبَgüçleştirmekAnlamı: güç duruma getirmek -
20 عسر
Iعَسِر1. muğlakAnlamı: anlaşılması güç, çapraşık2. külfetliAnlamı: zor, sıkıcı3. güçAnlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül4. meşakkatliAnlamı: güç, sıkıntılı5. müşkülAnlamı: güç, zor, çetin6. müphemAnlamı: belirsiz7. çapraşıkAnlamı: anlaşılması güç8. çetinAnlamı: çözümlenmesi güç veya zor olan9. zahmetliAnlamı: zahmetlerle yapılan, yorucu, sıkıntılı10. zorluAnlamı: güçlü, kuvvetli, şiddetli olan11. zorAnlamı: sıkıntı ve güçlükle yapılan12. karışıkAnlamı: anlaşılması güç olan13. ağdalıIIعَسِرَ1. güçleşmekAnlamı: güç duruma gelmek, zorlaşmak2. çetinleşmekAnlamı: çetin duruma gelmekعُسُر1. külfetAnlamı: sıkıntılı zorluk, yorgunluk2. zorAnlamı: sıkıntı, güçlük, rahatsızlık3. yoksullukAnlamı: yoksul olma durumu4. çapanoğluAnlamı: başa dert olacak durumIVعُسْر1. yoklukAnlamı: fakirlik2. sefaletAnlamı: yoksulluk3. yoksullukAnlamı: yoksul olma durumu4. açlıkAnlamı: yoksul ve parasız olma durumuVعَسَّرَgüçleştirmekAnlamı: güç duruma getirmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
MÜTEKELLİFÎN — (Mütekellif. C.) Zahmetli, külfetli iş tutanlar, tekellüf edenler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEKELLİF — Zahmetli iş tutan, külfetli işe girişen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük